Erkekler ve kadınlar olarak en merak edilen konu ve hatta günlük hayatta çokça bahsettiğimiz kadınlar ilişkiler de şöyle, erkekler böyle... İki cinsiyetin insan ilişkilerine yaklaşım biçimlerinde farklılıklar bulunması aslında beklenen bir durumdur.
Düşünelim, kadın rolüyle ilgili beklentilerin, kadınların insan ilişkilerine önem vermelerini, bu konularda erkeklere kıyasla daha yumuşak, anlayışlı, hoşgörülü ve becerikli olmalarını gerektirmektedir. Bir de dünyayı yönetmek gibi önemli görevleri olan erkeklerin, ikili ilişkiler gibi önemsiz, gereksiz konuları üzerine kafa yormaları beklenemez. Erkekler duygusal işlerle ilgilenecek kadar duygusal olamaz. Şaka bir yana, duygusal ilişkiler üzerine yapılmış araştırma sonuçlarından sizlere bahsedeceğim.
Genel olarak kadınlar erkeklere kıyasla ilişkilerini daha çok düşünürler. Kadınlar ilişkilerin hem iyi hem kötü gittiği durumlarda ilişkiyi düşünürken erkekler ilişki kötüye gittiğinde düşünürler. (Steil ve Turetsky, 1987).
Evli kadınlar hiç evlenmemiş kadınlardan daha iyi durumda olmakla birlikte, ruğ sağlığı açısından evli erkeklerden daha kötü durumdadırlar. Evlilik kurumunun, erkekler için kadınlara kıyasla daha yararlı ve önemli bir kurum olduğu (batı araştırmalarına göre) gösterilmiştir (Steil&Turetsky, 1987.).
Evli erkekler hiç evlenmemiş erkeklere göre daha uzun yaşamakta, başarılı olmakta ve daha az suç işlemektedir.
Duygusal ilişkilerin daha çok erkekler tarafından başlatılıp, kadınlar tarafından bitirildiği de bulunmuştur (Harvey ve diğerleri, 1978.)
Bu bulgulardaki sınırlılıklar örneklemlerin genellikle orta veya yüksek SED (sosyoekonomikdüzey)'den kişilerin oluşmasıdır.
Şimdi sizlere kadınlar ve erkeklerin katılmış olduğu bir deneyden bahsedeceğim.. Deneyde erkek ve kadın deneklere birçok fotoğraf gösterildi. Mutlu, üzgün , şaşkın, tiksinmiş, korkmuş gibi çeşitli duygu durumlarının kişinin yüzünden okuyabilecekleri fotoğraflar kullanılmıştır.
Deneklerin yapması gereken fotoğraflara bakıp hangi duygu olduğunu söylemektir. Eş zamanlı olarak denekler fMRI yöntemiyle beyin aktivasyonlarına bakılmıştır. Çıkan sonucu sizlerle paylaşıyorum... erkek ve kadın denekler arasında duyguları adlandırma konusunda anlamlı bir fark bulunmamıştır.
Eşit düzeyde her iki grupta doğru cevapları vermişti. Deneyin ilginç kısmı buradan sonra başlıyor. Beyin görüntülerinde.. Hem erkeğin hem de kadının beyinlerinin occipital lob dediğim bölgede renkli ışıldamalar var. Bu bölge görmeden sorumludur ve fotoğrafı görebildikleri anlamına gelir. Bir diğer ışıldayan alan yorumlama ve konuşmadan sorumlu frontal lobdu... bir alan daha ışıldıyordu fakat kadın beynin de bu bölge duygusal tepkilerin verildiği ilke beynimiz diyeceğimiz limbik sistem, amigdala.. Bu alan kadınlarda ışıldarken erkek beyninde zifiri karanlıktı. Buradan anlayacağımız durum eğer bir kadına üzgün birinin fotoğrafını gösterirseniz.. fotoğraftaki kişinin üzgün olduğunu görür ve kendisi de hisseder, üzülür veya kendi yaşantısı aklına gelebilir. Oysa erkek beyni de şöyle der: 'Üzgün.' ama bunu yaşantılamaz. Üzülmez :) Tabii bu demek değildir ki erkek duyguları hissetmez.
Buradan hareketle erkeklerin çoğu kez duymuş oldukları ''Beni anlamıyorsun.'' sözü hiçte yabancı gelmiyor. Algımız, bakış açımız farklı dünyaya. O yüzden hangimiz doğru söylüyor ya da hangi davranış doğrudan çok.. farklılıklarımızla anlayış göstermek, anlamaya çalışmak önemli olacaktır.
Yapılan araştırmalar erkek beyninin yoğun empati yapamadığını gösterdi. Bunun biyolojik bir sebebi ve hatta evrimsel bir sonucu olarak biz varız.. Düşünelim ki ilkel dönemlerde açsınız, avlanmanız gerekiyor. Avlanmaya çıkıp bir kuşu görüyorsunuz ve tam tetiğe basacakken ona acıyıp vuramıyorsunuz. Eve eli boş dönüyorsunuz.. :( Eğer erkek beyni yoğun empati yapabilseydi böyle olur ve nesiller devam etmezdi.. :)
Uzm. Psikolog Burcu Baş
Comentários